ÖZ
Bireylerin okuduğunu anlama düzeyini, genel anlamda dil becerisini ve yazılı materyallerin okunabilirliğini ölçmek gibi birçok amaç için kullanılan boşluk tamamlama testlerinin Türkçe için geçerli sonuçlar verip vermediğini nesnel bir düzlemde sorgulamak ve testlerin okuduğunu anlama düzeyinin ölçümünde kullanımına yönelik işe koşulan prosedürleri test etmek amacıyla yürütülen bu çalışma, korelasyonel bir araştırmadır. Bu kapsamda işlevselliği ve nesnelliği dolayısıyla okuduğunu anlama düzeyinin ölçümünde oldukça sık kullanılan ve ulusal sınavlarda başat ölçme aracı konumundaki çoktan seçmeli testler ile farklı prosedürler izlenerek oluşturulmuş ve puanlanmış boşluk tamamlama testleri arasındaki tutarlılık incelenmiştir. İnceleme sürecinde 4 farklı metne yönelik 4 çoktan seçmeli okuduğunu anlama testi ve her birinde farklı sıradaki bir sözcüğün düzenli şekilde silindiği 4 boşluk tamamlama testi olmak üzere 8 farklı ölçme aracı, 7. sınıf düzeyindeki öğrencilerden oluşan 90 kişilik çalışma grubuna uygulanmıştır. Boşluk tamamlama testlerinin puanlanmasında, birincisi orijinal sözcüklerin doğru kabul edildiği, ikincisi bağlamı yani cümlenin anlamını koruyan sözcüklerin doğru kabul edildiği iki farklı puanlama yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda çalışma grubunda yer alan öğrencilere yaklaşık 23.000 soru maddesi sunulmuş, bu maddeler üzerinde yaklaşık 43.000 değerlendirme yapılmıştır. 2023-2024 eğitim öğretim döneminde yüz yüze elde edilen veriler üzerinde Pearson korelasyon analizi gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizlere göre; genel olarak boşluk tamamlama testleri ile çoktan seçmeli okuduğunu anlama testleri arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğu, orijinal kelimelerin doğru kabul edildiği boşluk tamamlama testlerinin çoktan seçmeli okuduğunu anlama testleri ile daha tutarlı sonuçlar verdiği, bağlamı koruyan sözcüklerin doğru kabul edildiği durumlarda bu korelasyonun genellikle azaldığı ve çoktan seçmeli okuduğunu anlama testleri ile boşluk tamamlama testleri arasında en yüksek düzeyde korelasyonun düzenli olarak 6. sıradaki sözcüğün silindiği durumlarda elde edildiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlardan hareketle boşluk tamamlama testlerinde bağlamı koruyan sözcüklerden ziyade orijinal sözcüklerin doğru kabul edilmesi, düzenli olarak 6. sözcüğün silinmesi ve testlerin sistematik bir şekilde ölçme değerlendirme faaliyetlerine dâhil edilmesi şeklinde önerilerde bulunulmuştur.
ANAHTAR KELİMELER
DOI: http://dx.doi.org/10.15390/EB.2025.14079