Özgürlük ve Otorite

Ferhan Oğuzkan

ÖZ

Kişiliği oluşturan değerler benimsenip istenilir nitelikte görülse bile bu değerlerin gerçekleşmesi için zorunlu bir şart daha vardır, o da özgürlüktür. Öğretmenin kullandığı yöntem, okulun toplumsal ortamına öyle bir düzen vermelidir ki öğrencinin kişiliği kendini ispatlaması ve ifade edebilmesi için bir imkan bulabilsin. Eğitici süreçle ilgili olarak birçok özgürlük tanımı yapılmıştır (1). Bununla birlikte, bu tanımlar özde şöylece özetlenebilir: Özgürlük, bir kişilik işlevidir. Eğer öğrenciler arasında ayırıcı özellikler yoksa özgürlük isteği de sözkonusu olamaz. Herkes aynı biçimde hareket eder. Hiç kimse farklı olmak, yani özgür olmak bile istemez. Fakat, özgürlüğün farklılıkla özdeşleştirilmesinde dolaylı olarak toplumsal bir ilişki vardır. Çocuklar, yalnız birbirlerinden farklı özellikler göstermezler, aynı zamanda yetişkinlerle, birlikte yaşayabilmek için yeterince birbirlerine benzemek durumundadırlar. Bu nedenle türdeşlik (bağdaşıklık), ayrışıklık kadar önemlidir. Sağlam bir toplumsal küme, bu niteliklerden her ikisine de muhtaçtır. Ancak, ne kadar türdeşlik ve ayrışıklık olmalıdır? Bir sınıfta ne kadar özgürlüğe ve ne kadar denetime yer verilmelidir? Şüphesiz, bu soruların tek bir cevabı yoktur. Böyle bir durumda benimsenecek tutum, kişinin eğitim felsefesinin başka yönlerine karşı gösterdiği tutuma dayalı bir önemseyiş konusudur.

Creative Commons License
Bu çalışma Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.